Muhabere Ne Demek Karagöz? Öğrenmenin Diyalog Üzerinden İnşası Bir eğitimci olarak her zaman şunu gözlemledim: Gerçek öğrenme, tek yönlü bilgi aktarımıyla değil, diyalogla gerçekleşir. Soru sormak, dinlemek, anlamak ve yeniden ifade etmek — işte öğrenmenin kalbi burada atar. Bu bağlamda “muhabere” kavramı, yalnızca bir kelime değil; iletişimin, etkileşimin ve anlam kurmanın pedagojik bir metaforudur. “Muhabere ne demek Karagöz?” sorusu, hem tarihsel hem de eğitsel bir yankı taşır. Karagöz ile Hacivat’ın sahnesindeki muhabere, sadece mizah değil, aynı zamanda öğrenmenin toplumsal doğasını temsil eder. Bu yazıda, muhaberenin etimolojik kökeninden başlayarak, öğrenme teorileriyle ilişkisini ve günümüz eğitimine sunduğu bakış açısını ele alacağız. Muhaberenin…
2 YorumKategori: Makaleler
Memur Görevlendirmeye İtiraz Edebilir mi? – Toplumsal Roller, Güç İlişkileri ve İtaatin Kültürel Anatomisi Toplumları anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak her zaman şunu merak etmişimdir: İtaat, gerçekten rızanın bir biçimi midir, yoksa sessiz bir zorunluluk mu? Devlet, kurum, gelenek veya toplumsal norm fark etmez; birey her zaman bir yapının içinde konumlanır. Bu yapının işleyişi kadar, bireyin bu düzene verdiği tepki de sosyolojinin merkezinde yer alır. Bu yazıda “memur görevlendirmeye itiraz edebilir mi?” sorusunu yalnızca hukuki değil, toplumsal ve kültürel bir mesele olarak ele alıyorum. Çünkü bu soru, aynı zamanda bireyin devlete, toplumsal role ve cinsiyet normlarına karşı konumunu da sorgulamamıza…
8 Yorum“Istakoz Nasıl Yazılır?”: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimci için her kelime, sadece dilin değil, insan zihninin de bir aynasıdır. Öğrenmek, yalnızca bilgi edinmek değildir; düşünme biçimini, algıyı ve hatta duyguyu dönüştürmektir. “Istakoz nasıl yazılır?” sorusu, yüzeyde basit bir yazım meselesi gibi görünür. Oysa bu soru, dilin öğrenme süreçlerindeki derin etkisini anlamak için eşsiz bir fırsattır. Çünkü bir kelimenin doğru yazımını öğrenmek, aynı zamanda düşünme alışkanlıklarımızı disipline etmektir. Doğru Yazım: “Istakoz” mu “İstakoz” mu? Türk Dil Kurumu’na göre doğru yazım biçimi “ıstakoz”dur. Kelimenin başındaki sesli harf “ı”dır; yani “ıstakoz” şeklinde yazılır. “İstakoz” biçimi, yaygın bir yazım yanlışıdır.…
4 YorumGümüşhane Halkına Neden “Halt” Denir? Tarihsel Bir İnceleme Giriş: Geçmişin Peşinden… Gümüşhane’nin Sosyal Yapısı Üzerine Bir Bakış Bir tarihçi olarak, tarih boyunca toplumların geçirdiği dönüşümlerin, onları tanımlayan kelimelerle nasıl bütünleştiğini incelemek her zaman heyecan verici olmuştur. “Halt” kelimesinin Gümüşhane halkıyla ilişkilendirilmesi de, bir anlamda, bu tür toplumsal bir dönüşümün izlerini taşır. Her kelime, bir halkın kimliği ve geçmişiyle bağlantılıdır; ancak bazen bu kelimeler, zamana bağlı olarak farklı anlamlar kazanabilir. Bu yazıda, Gümüşhane halkına neden “halt” denildiğini anlamaya çalışacak, tarihsel süreçlerdeki kırılma noktalarını ve toplumsal dönüşümleri gözler önüne sereceğiz. Gümüşhane’nin Tarihi Arka Planı Gümüşhane, adını tarihteki en değerli madenlerden biri olan…
4 Yorum[](https://iznikzeytinevi.com/gulleci-bulamaci?catid=97&view=products&utmsource=chatgpt.com) Gülleci bulamacı, halk arasında kireç ve kükürt karışımı olarak bilinen, tarımda doğal bir pestisit ve fungisit olarak kullanılan bir bileşiktir. Bu karışım, özellikle meyve ağaçları ve sebzelerde görülen mantar hastalıkları ve zararlılara karşı etkili bir koruma sağlar. Ancak, “doğal” ifadesi, bu ürünün tamamen zararsız olduğu anlamına gelmez; kullanımında dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Gülleci Bulamacı Nedir? Gülleci bulamacı, kalsiyum polisülfit olarak bilinen bir bileşiğin halk arasındaki adıdır. Kireç (kalsiyum oksit) ve kükürtün suyla karıştırılarak kaynatılmasıyla elde edilir. Bu karışım, yüksek pH değeri (yaklaşık 10.7) sayesinde mantarları öldürme…
6 Yorum“Kalpte batma hissi” ya ya aşırı dramatize ediliyor ya da tehlikeli biçimde hafife alınıyor. Benim iddiam şu: Bu yakınma, tek bir teşhis değildir; bir şemsiye belirtidir. Üstelik internetteki “bıçak gibi batıyorsa kalpten değildir” ezberi hem yanıltıcı hem riskli. Bugün çıtayı yükseltelim: Hangi açıklamalar sağlam, hangileri zayıf? Hangi durumlar tartışmalı? Hadi birlikte, veriyi de deneyimi de masaya yatıralım. “Kalpte Batma” Tek Bir Hastalığın Adı Değildir En sık yapılan hata, batmayı tek bir nedenin işareti sanmaktır. Oysa batma—yer, süre, tetikleyici ve eşlik eden belirtilere göre—mide kaynaklı reflüden, akciğer zarının iltihabına, kalp zarının (perikard) iltihabına ya da göğüs duvarı eklemlerinin tahrişine kadar geniş…
Yorum BırakGözlem ne demek örnek? Psikolojik bir bakışla insanın iç dünyasına yolculuk Bir psikolog olarak bazen yalnızca bakmakla kalmadığımı, aynı zamanda görmeyi de öğrendiğimi fark ederim. Danışanlarımın sessizce kımıldayan elleri, hafif bir nefes değişimi ya da cümlenin ortasında beliren bir duraksama… Hepsi birer gözlem alanıdır. Peki, “Gözlem ne demek?” sorusunu yalnızca sözlük anlamıyla mı, yoksa insan ruhunun derinliklerinden mi okumalıyız? Gözlem: Görmenin ötesinde bir farkındalık hali Gözlem, sadece dış dünyayı izlemek değildir; aynı zamanda iç dünyamızı tanıklıkla anlamlandırma sürecidir. Psikolojide gözlem, davranışın bilimsel incelenmesi kadar, öz-farkındalığın da temeli sayılır. Bir psikolog için gözlem, ölçülebilir davranışların kaydı kadar, kişinin görülmeyeni anlama çabasıdır.…
Yorum BırakBir Siyaset Bilimcinin Merceğinden: “Gördesli Makbule Kaç Yaşında?” Sorusu Üzerine Güç, İktidar ve Vatandaşlık Analizi Bir siyaset bilimci için yaş, yalnızca kronolojik bir veri değildir; bir politik hafızanın simgesidir. “Gördesli Makbule kaç yaşında?” sorusu da, yüzeyde biyografik bir merak gibi görünse de, aslında Türkiye’nin toplumsal düzenini, iktidar ilişkilerini ve vatandaşlık bilincini anlamak için güçlü bir metafordur. Çünkü Gördesli Makbule sadece bir birey değil, bir direniş geleneğinin, bir kadın yurttaş bilincinin tarihsel temsilcisidir. Gördesli Makbule: Bir Kadından Fazlası, Bir Vatandaşlık Duruşu Kurtuluş Savaşı’nın simge isimlerinden biri olan Gördesli Makbule, henüz 20’li yaşlarında ulusal direnişe katılan bir kadındı. Ancak onun hikâyesi yalnızca…
8 YorumGeçen Yıl Gram Altın Ne Kadardı? Tarihsel Bir Bakış Geçmişin Peşinden: Altının Yolculuğu Bir tarihçi olarak geçmişi anlamaya çalışırken, bazen bir nesnenin, bir olayın ya da bir değerin zaman içindeki dönüşümünü izlemek bana derin bir anlam katıyor. Altın, insanoğlunun tarih sahnesine ilk adımlarını attığı dönemlerden günümüze kadar hep değerli bir maden olmuştur. Peki, altının değerinin zaman içinde nasıl şekillendiğini, ne gibi kırılma noktaları yaşadığını, ve en önemlisi, geçen yıl gram altının fiyatının nasıl bir seyir izlediğini düşündüğümüzde, tarihsel süreçlerin ne denli önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Altın, eski çağlardan beri sadece bir takı malzemesi ya da süs eşyası olmamış, aynı…
Yorum Bırak“Harçsız” Pasaport Masalına İnanmıyorum: Ödeme Yine de Var ve Adı ‘Defter Bedeli’ Net konuşalım: “harçsız pasaport” kulağa cömert bir devlet icadı gibi geliyor ama pratikte kartı çıkartırken kasada bir bedel ödüyorsunuz. Adı harç değil; değerli kâğıt/defter bedeli. Bu, kavram karmaşası yaratıyor ve binlerce genci yanlış yönlendiriyor. Peki bu ödemenin mantığı ne, yolu yordamı ne, nerede takılıyoruz? Gelin hem adımları verelim hem de bu düzenin zayıf yerlerine dürüstçe bakalım. Özet: Harçsız pasaport başvurusunda harç ödemezsiniz; ancak pasaport defter bedelini randevu öncesinde GİB (Dijital Vergi Dairesi) üzerinden, vergi dairesinden, PTT’den veya anlaşmalı bankalardan yatırırsınız. Başvuruda dekont istenmez; sistem ödemeyi otomatik görür. ([Nüfus…
Yorum Bırak